000 02986nam a22002297a 4500
003 KOHA_mirakil
005 20240806145702.0
008 231114b tu ||||| |||| 00| 0 tur d
020 _a9789753501361
040 _aTR-IsTMV
_btur
_cTR-IsTMV
041 _atur
082 _a297.095
_bABD.A 2012
100 1 _aAbdürreşid İbrahim
_926983
245 1 0 _aÂlem-i islâm ve Japonya'da İslâmiyet'in yayılması : 2. cilt /
_cAbdurreşîd İbrâhîm.
260 _aİstanbul :
_bİşaret Yayınları
_c2012.
_e
_f
_g
300 _a631 sayfa ;
_c21 cm.
490 0 _aİşaret Yayınları
_v96
520 _aAbdürreşîd İbrâhîm, Sibirya’da 1857 yılında doğmuş hayatını İslâmiyet’e ve onu anlatmaya adamış gönül insanlarından biri. İslâm’ı anlatma yolunda verdiği mücadeleler, bu uğurda dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar yaptığı yolculuklar, hele de dünyanın tam da büyük bir buhrana sürüklendiği zamanlarda İslam adına yaptığı fedakârlıklar, günümüzün modern insanı için tam bir ibret tablosu. Sadece İslâmiyet’i yayabilmek için Türkistan’dan başlayıp Japonya’ya uzanan bir coğrafyada seyahat etmek ve bir ömrü bir ideal uğruna vakfetmek, hayatını haz odaklı yaşayan bugünün insanına çok şey anlatıyor. Âlem-i İslâm; Abdürreşîd İbrâhîm’in Osmanlı’nın son döneminde, başta Japonya olmak üzere Uzakdoğu ülkelerine İslâmiyet’i anlatmak için yaptığı seyahatleri ve bu uğurda yaşadıklarını anlattığı dikkat çekici bir eser. Yazar, yaşadığı birbirinden ilginç hadiseleri ve Japonya’da İslâm’ın yayılışını akıcı ve samimi bir dille okurlara aktarıyor. Kitapta aktarılan ilginç bir hatıra şöyle: “Bir gün Tokyo etrafında dolaşmakta idim, ahbaptan biri tesadüf ederek “Şu köyde bir Türk var, geçende sizinle görüşmeyi arzu ediyordu.” dedi. ‘Türk’ kelimesini işittiğim gibi hemen bende bir memnuniyet hasıl oldu ki; tarif edemem, aylarca Müslüman görmemişim, “Nerede acaba?” diyerek adresini öğrendim. Hemen aramaya gittim. Tarif olunduğu gibi buldum, Nippori isimli köyde Mikazki Kak -(“güneş ile hilal” manasını ifade eder)- (adlı) eve geldim, genç bir Japon kızı karşıladı. Dedim ki: “Burada bir Türk varmış?!” “Hayır Türk yoktur, Arab var. Huve zevci (o benim eşim)” diyerek Arapça ilave edince, ziyadesiyle taaccüp ettim: Japon kızı Arapça konuşur, eşi de Arap olur; (inanılır gibi değil)!.. “Eşiniz nerdedir?” diye sordum. “Buyurunuz şimdi gelir.” Derken bir odadan ihtiyarca bir Japon kadın çıktı: Selâmun aleykum faddalü (buyurun) demesiyle ben de ayakkabılarımı çıkardım, içeri girdim. Duvarda bir fotoğraf; Mısır Kahire subaylarından olduğunu görüyorum. Kızcağız “Hazâ zevcî (Bu benim eşim)” dedi. Hayret!..”
700 1 _aÖzalp, Ertuğrul
900 _aHacer Pergel
_bMehmet Faruk Akgül
942 _2ddc
_cBK
999 _c3796
_d3796