000 02132nam a22002297a 4500
003 KOHA_mirakil
005 20240806145654.0
008 231010b tu ||||| |||| 00| 0 tur d
020 _a9786059519489
040 _aTR-IsTMV
_btur
_cTR-IsTMV
041 _atur
082 _a297.38
_bKAR.H 2017
100 1 _aKarakaş, Ali
_920865
245 1 0 _aHadis oksidentalizmi ve Fuat Sezgin /
_cAli Karakaş.
250 _a1. Baskı
260 _aİstanbul :
_bEnsar Neşriyat
_c2017.
_e
_f
_g
300 _a407 sayfa ;
_c22 cm.
520 _aDizin var. Kaynakça var.
520 _aM. Fuat Sezgin, sahabe döneminden itibaren hadis kitabetinin ve yazılı hadis belgelerinin istinsah usulüne dair çok sayıda kayıtlı bilginin var olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre, “İsnad sistemi, hadis literatürünün oluşumunda temel teşkil etmiştir. O, senette hem yazılı kaynakların müellif isimleri hem de çok katı kurallar doğrultusunda kendilerine belirli eserleri rivayet etme izni verilen ravilerin isimleri bulunmaktadır.” Birer dipnot hükmünde olan bu raviler aynı zamanda yazılı kaynaklara işaret etmektedir. Zira önceleri şimdiki gibi kitaplarda dipnot olarak kaynak eser gösterilmezdi. Direkt şahıs ismi yazılırdı. Bir rivayet, zincirine göre sıralanır, aynı zamanda da yazılı bir kaynağa dayanırdı. Dolayısı ile bu durum, hadislerin şifahi kültürden ziyade yazılı kaynaklara dayandığını göstermektedir. Çünkü rivayet zincirinde yer alan isimler, kendilerinden önceki kişilerden hadis nakledince, kendileri ve onları dinleyenler, bu nakillerin kimlere ve hangi yazılı belgelere dayandığını biliyorlardı. Bundan dolayı onlar çoğu zaman o yazılı belgelere atıfta bulunmaya ihtiyaç duymuyorlardı. Çükü o zaman için, bu durum bilinen bir bilimsel gerçek idi. Netice olarak isnad sistemi, İslâm’ın erken dönemine ait büyük ölçüde kaybolmuş edebiyatın yeni parçalarını tespit etmek ve hatta bazı eserleri yeniden inşa edebilmek için kullanacağımız önemli bir yoldur.
900 _aHacer Pergel
_bMehmet Faruk Akgül
942 _2ddc
_cBK
999 _c3447
_d3447