Geçici koruma statüsündeki bireylere yönelik : özel eğitim hizmetleri kılavuz kitabı / Özel eğitim hizmetleri rehberi / editörler : Necdet Karasu, Ertan Göv, Turgut Bağrıaçık. - Ankara : Milli Eğitim Bakanlığı 2017. - 210 sayfa : fotoğraf, tablo, resim ; 24 cm. - Milli Eğitim Bakanlığı Genel Yayın No 6556 Tanıtıcı Yayınlar Dizi No 83 .

Suriye’de yaşanan vahim kriz karşısında değerlerimize yakışır biçimde Türkiye, 3 milyonu aşan Suriyeli için
güvenlik ve temel ihtiyaçların karşılanmasında hayati destek sağlamıştır. Suriye’deki iç savaşın ilk yıllarında ülkelerine
geri dönecekleri varsayımı ile kısa vadeli planlarla acil ihtiyaçlara yönelik çalışmalar yapılmıştır. Ancak bugün
gelinen noktada hepimiz Suriyeli gerçeğinin kalıcı yönleri ile yüzleşmek ve çözüm üretmek durumundayız. Kültürel
farklılıkları kabullenmek, uyum sürecinde yapıcı adımlar atmak, uzun vadeli ve toplumsal uyumu destekleyecek
politikalar üretmek zorundayız.
Toplumsal uyumun en önemli unsurlarının başında eğitim gelmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, 2012 yılından
bu yana Türkiye’de yaşayan okul çağındaki geçici koruma statüsündeki yaklaşık 1 milyon Suriyeli çocuğun
eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmalar yapmaktadır. Gün geçtikçe Suriyeli çocukların okul kayıt oranları
yükselmekte ve nitelikli eğitime erişimlerinin önündeki engeller kalkmaktadır.
Bakanlığımız, sürdürülen bu yoğun çaba içerisinde önemli bir rol oynayarak, eğitimlerine ara veren çocukların
dikkatlerini ve eğitime yönelik farkındalıklarını artırma gayesindedir. Yaşanan insanlık dramından en çok etkilenen
çocukların sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak, travma ile baş etme noktasında onlara destek sağlamak
amacıyla çalışmalar yapmaktayız. Bu öğrencilerin kayıp kuşak haline gelmelerini önlemek, kültürel farklılıkları
zenginlik unsuru olarak kullanabilmek ve alanda çalışan öğretmenlerimizin çalışmalarını geliştirebilmek için UNICEF
ve MEB işbirliği ile “Geçici Koruma Statüsündeki Bireylere Yönelik Rehberlik Hizmetleri Kılavuz Kitabı” hazırlanmıştır.
Bu kılavuz kitap, alanda tespit edilen sorunların giderilmesinde, sadece ülkemizde bulunan Suriyeliler için değil,
diğer göçmenler için de kullanılabilecek önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. Kılavuz kitabın hazırlanmasında
emeği geçen değerli akademisyenlerimize, öğretmenlerimize, bakanlık uzmanlarımıza ve katkılarından dolayı
UNICEF’e teşekkür ederiz.
SUNUŞ
Celil GÜNGÖR
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri
Genel Müdürü Dünyanın gözleri önünde yaşanan insanlık dramı sonrasında ülkemize gelen Suriyelilere kucak açarak, insani
yaşam koşulları hazırlama hususunda ülke olarak üzerimize düşeni yapmaya devam etmekteyiz. Türkiye savaş
nedeniyle ülkemize göç eden 3 milyonu aşkın Suriyeli geçici koruma statüsündeki bireyin öncelikle can ve mal
güvenliğini sağlamış sonra da toplumsal yaşama uyum süreçlerini hızlandırma adına birçok çalışma yapmıştır. Bu
çalışmalar içerisindeki en önemli unsur şüphesiz ihtiyaç duyan herkesin eğitime erişimidir.
İnsanca yaşama ve eğitim alma tüm bireylerin en doğal hakkıdır. Bu düşünceyle ülkemizde bulunan eğitim
çağındaki Suriyeli çocuklara her alanda ihtiyaç duydukları eğitim hizmetlerini eşitlikçi bir bakış açısıyla sunabilmek
için Bakanlığımızın birimleri ve eğitimcilerimiz özverili bir şekilde çalışmaktadır.
Eğitim hizmeti sunduğumuz her bireyin geldikleri ülkede yaşanan savaş ortamında oldukça zor zamanlar
geçirdiğinin bilincindeyiz. Özellikle çocuk yaşta yaşanan travmaların ne büyük psikolojik çöküntülere yol açtığı
ve bu şekilde büyüyen çocukların yetişkinlik dönemlerinde ciddi problemlerle karşılaştığı bilimsel verilerle sabittir.
Bakanlığımız geçici koruma statüsünde bulunan çocukların her açıdan topluma uyumunu sağlamak için travma
sonrası psikososyal destek hizmetlerini hızla sürdürmektedir.
Bu kapsamda, çok paydaşlı bir alanda gerekli farkındalığı sağlayacak, sahada görev yapan öğretmenlerimize
destek olabilecek ve onların dil / kültür farklılıklarından kaynaklanan bazı zorluklarını gidermede yardımcı olabilecek
bu kılavuz kitap hazırlanmıştır. Kitabın alanda çalışan öğretmenlerimize faydalı olmasını diler, tüm bireylerin eğitime
erişimi için büyük bir özveriyle çalışan mesai arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.
ÖN SÖZ
İsmet YILMAZ
Millî Eğitim Bakanı Dünyanın en büyük insani krizlerinden biri olan
Suriye’deki savaşın başlamasından bu yana geçici
koruma statüsünde bulunan Suriyeli birey sayısı
yıllar içinde artarak 3 milyon 38 bin 480’e ulaşmıştır
(GİGM, 2017). Suriye’de yaşanan olaylar izlendiğinde
dünyanın en büyük mülteci ev sahibi olan Türkiye’de
bulunan Suriyelilerin orta ve uzun vadede ülkelerine
dönemeyecekleri açıktır. Türkiye’deki Suriyelilerin
yaklaşık % 45’i 0-18 yaş aralığındadır. Bunlar arasında
okul çağında olan (5-18 yaş arası) çocuk sayısı
1.017.582’dir. Bu veriler, ülkelerinde eğitimlerini yarıda
bırakarak gelen ve eğitimlerine devam etmesi gereken
önemli bir nüfusa işaret emektedir. Diğer taraftan 2011
yılından bu yana ülkemizde doğup büyüyen ve eğitim
çağına gelen, yaklaşık 400 bin civarında Suriyeli nüfus
söz konusudur.
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti göçün başladığı
2011 yılından beri ülkemize gelen Suriyelilere yönelik
çeşitli tedbirler almaktadır. Suriyelilerin toplumsal
uyumu bağlamında en kritik husus şüphesiz eğitimdir.
Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye’de yaşayan okul
çağındaki yaklaşık 1 milyon Suriyeli geçici koruma
statüsündeki çocuğun farklılık gösteren eğitim
gereksinimlerini karşılamak üzere pek çok çalışma
yapmaktadır. İlk etapta Suriyeli çocukların eğitimlerine
yönelik izlenen politikalar Suriyelilerin geri dönecekleri
varsayımı üzerinden kısa vadeli ve sadece kamp
içindeki çocukların acil ihtiyaçlarının tedarik edilmesi
üzerine yoğunlaşmış, kamp dışında oturma izni
olan ailelerin çocukları için ise 16 Ağustos 2010
tarih ve 2010/48 sayılı “Yabancı Uyruklu Öğrenciler”
genelgesi kapsamında okullara kayıtları yapılarak
eğitim ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır. Ancak
artan ihtiyaçlar ve gelişen şartlar gereği 26 Eylül 2013
tarihinde “Ülkemizde Geçici Koruma Kapsamında
Bulunan Suriye Vatandaşlarına Yönelik Eğitim Öğretim
Hizmetleri” başlıklı genelge ile özel olarak Suriye
vatandaşlarına yönelik tedbirler alınmıştır. Nisan
2013’te 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma
Kanunu’nun (YUKK) yürürlüğe girmesi ile Suriyelilerin
hukuki statüsü belirlenirken, geçici koruma statüsünün
tanımladığı hak ve yükümlülükler ise Ekim 2014
yılında yayımlanan “Geçici Koruma Yönetmeliği“
ile ayrıntılı biçimde düzenlenmiş ve uygulamaya
konmuştur. Yönetmelikte “Geçici Korunanlara
Sağlanacak Hizmetler ” başlığı altında statü sahibi
Suriyeli bireylere sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim,
sosyal yardım ve hizmetler ile tercümanlık ve benzeri
hizmetler sağlanacağı ifade edilmiştir. Yönetmelik
gerek barınma merkezleri içindeki gerekse dışındaki
eğitim faaliyetlerinin Millî Eğitim Bakanlığı tarafından
yürütüleceğini belirtirken 28. maddede Türkiye’de
geçici koruma statüsü sahiplerinin yararlanabileceği
eğitim hizmetleri ayrıntılı biçimde tanımlanmıştır.
MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün Eylül
2014 tarih ve 2014/21 sayılı “Yabancılara Yönelik
Eğitim-Öğretim Hizmetleri” başlıklı genelgesiyle de
Suriyeli çocuklara sunulacak eğitim hizmetleri belirli
bir standarda bağlanarak güvence altına alınmıştır.
Böylece Türkiye’deki geçici koruma statüsündeki
çocuklar, sadece Suriyeli çocukların devam ettiği Geçici
Eğitim Merkezlerine (GEM) değil, Türkiye’deki devlet
GİRİŞ
VI
okullarına yasal olarak kayıt olma hakkı kazanmıştır.
2016 yılının Aralık ayı itibarıyla, okul çağındaki geçici
koruma statüsündeki çocukların yüzde 60’ının MEB’e
bağlı okullarda kayıtlı olduğu görülmektedir.
Ayrıca, 8 Eylül 2015 tarihinde yürürlüğe giren
MEB 2015-2019 Stratejik Planında da Türkiye’deki
geçici koruma statüsündeki bireylerin eğitimleri
hususu ele alınmış ve bu öğrencilerin eğitim sistemine
entegrasyonunun sağlanmasına yönelik çalışmalar
yapılacağı ifade edilmiştir.
MEB tarafından önemli adımlar atılmasına
rağmen, geçici koruma statüsündeki çocukların
eğitiminde; müfredat ve dil, öğretmen temini ve
yetiştirilmesi, okul iklimine ve eğitim sürecine uyum
sorunları iyileştirmeye açık alanlardır. Hâlen devlet
okullarında eğitim gören ve önümüzdeki yıllarda bu
kurumlarda eğitim alacak geçici koruma statüsündeki
çocukların okul iklimine ve eğitim süreçlerine
uyumlarının sağlanması, Suriyeli ve Türkiyeli veli
ve çocukların karşılıklı ilişkilerinin güçlendirilmesi,
hoşgörü ve dayanışma içinde birlikte yaşama bilinci
kazanmaları ve toplumsal bütünleşmeleri adına
en kritik rol şüphesiz devlet okullarında görev alan
yönetici ve öğretmenlere düşmektedir. Dolayısıyla
bu entegrasyon sürecinde rehberlik ve danışma
hizmetlerinin artırılmasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Bu ihtiyaçlardan yola çıkarak MEB ve UNICEF
işbirliği ile, “Rehberlik Hizmetlerinin Etkinliğinin
Arttırılması” ve “Geçici Koruma Statüsündeki Bireylere
Yönelik Özel Eğitim Hizmetlerinin Güçlendirilmesi”
eğitici eğitimleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan
eğitimlerin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliği
adına; her iki eğitimin katılımcılarına yönelik ayrı ayrı
zenginleştirilmiş içerikler hazırlanması, bu içeriklerin
“Geçici Koruma Statüsündeki Bireylere Yönelik
Rehberlik Hizmetleri Kılavuz Kitabı” ve “Geçici Koruma
Statüsündeki Bireylere Yönelik Özel Eğitim Hizmetleri
Kılavuz Kitabı” şeklinde basılı materyaller haline
getirilmesi amacıyla kılavuz kitaplar hazırlanmasına
yönelik çalışmalar başlatılmıştır. 7-16 Ağustos 2017
tarihlerinde Hatay ilinde “Geçici Koruma Statüsündeki
Bireylere Yönelik Kılavuz Kitaplar Hazırlanması
Çalıştayı” gerçekleştirilmiştir. Çalıştayın ikinci
bölümünün sonunda, “Geçici Koruma Statüsündeki
Bireylere Yönelik Rehberlik Hizmetleri Kılavuz Kitabı”
hazırlanmıştır. Kitap on üç bölümden oluşur. İlk
bölümde genel bilgiler başlığı altında çocuk hakları ve
çocuk hakları konulu etkinlikler yer alır. İkinci bölümde
ise göç kavramı sosyolojik bakış açısı ile öncesi
ve sonrası ile tartışılır. Kitabın üçüncü bölümünde
geçici koruma nedir? Uluslararası mülteci hukuku
neleri kapsar? gibi soruların cevabı aranmaktadır.
Dördüncü bölümde elimizde ne gibi güçlü fırsatlar
olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla geçici koruma
statüsündeki bireyler ile ilgili sürecin SWOT analizine
yer verilmiştir. Beşinci bölümde çok kültürlülük ve
çok kültürlü danışma üzerinde durulmuştur. Kayıp
yaşayan bireyler ile çalışma becerilerinin arttırılması
amacıyla altıncı bölümde geçici koruma statüsündeki
bireylerde ölüm ve yas başlığı yer almaktadır. Şiddet
ve zorbalığı önleme yollarının geliştirilmesi ile ilgili
VII
kısımlar, kitabın yedinci bölümünde bulunmaktadır.
Kitabın sekizinci bölümde ise “Travma Sonrası Stres
Bozukluğu” başlığı altında travma türleri anlatılarak
etkinlik örneklerine yer verilmiştir. Çocuk, ergen
ve yetişkinlerde yas danışmanlığı ve danışma
teknikleriise dokuzuncu bölümde yer almaktadır.
Geçici koruma statüsündeki öğrenciler ve aileleri
ile iletişim; eğitimin entegrasyonunda önemli bir
unsur olarak görülmüş olup, kılavuz kitabın onuncu
bölümünde ele alınmıştır. Kitabın on birinci bölümü
ise “Cinsel Taciz ve İstismardan Korunma” başlığını
taşımaktadır. Geçici koruma statüsündeki çocuklarla
akran danışmanlığı ve teknikleri on ikinci bölümde
özetlenmiştir. Kitabın son bölümü olan on üçüncü
bölüm öğretmenlerimizin yetişkin eğitimlerine destek
olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Bu kılavuz kitap, ülkemizin görmüş olduğu en
büyük göç dalgası sonrası ortaya çıkan eğitim ihtiyacı
üzerine tasarlanmış olsa da sadece Türkiye’de geçici
koruma statüsünde yaşayan Suriye vatandaşlarının
rehberlik ihtiyaçlarına yönelik değil, bundan sonra
ülkemizde koruma altına almak zorunda kalacağımız
tüm grupların eğitim hizmetlerinde kullanılmak üzere
hazırlanmıştır. Ayrıca oluşturulan zengin içeriğin hem
MEB çalışmalarında hem de konunun paydaşı tüm
kurum ve kuruluşların çalışmalarında kılavuz olacağı
düşünülmektedir.

371.9 / GEÇ.K 2017