Amazon kapak resmi
Amazon.com'dan alınan resim

Kültür temelli eğitim / İsmail AYDOĞAN

Yazar: Materyal türü: MetinMetinDil: Türkçe Seri kaydı: Harf Yayınları ; 111 | Akademik ; 14 | Eğitim ; 12Yayın ayrıntıları:Ankara: Harf Yayınları, 2017.Baskı: 2. BaskıTanım: 206 sayfa ; 21 cmISBN:
  • 9786059969529
Konu(lar): DDC sınıflandırma:
  • 370.1 AYD.K 2017
Genel Not:
Arka Kapak: Kültür insana ve topluma düşünme biçimi kazandırır. Eğitimin ana görevlerinden biri bu düşünme biçimini genç kuşaklara aktarmasıdır. Ancak, evrensel düşünme biçiminin küreselleşme çağında yaygınlaşması ve Batılı dünyanın egemenliği nedeniyle toplumların kültürleri ortadan kalkmakta veya en azından bu kültürlerin içi boşaltılmaktadır. Bu nedenle bu çağın eğitiminin hem temel aldığı düşünce biçimi hem de insanlarda hedeflediği düşünme biçimi evrensel olandır. Ancak bu evrensel kavramının “bütün insanlığı ilgilendiren” anlamında değil, Batı düşünme biçiminin tutsağı veya o düşünme biçimine bağlı anlamına geldiğini belirtmek gerekir.” “Tarih, insanlara değişmez gerçekleri öğretir. Bu nedenle en tarihî eser olan insanın tarihi bize öğretmiştir ki kendi insanına bir düşünme biçimi vermeyen ülkeler, egemen ülkelerin düşünceleriyle biçimleneceklerdir. Eğitimini özgünleştirmeyen toplumlar, özgürleşme sanrısıyla yok olacaklardır. Zaman ilerledikçe hayatın biçimi değişecek ve değişen hiçbir zaman insanın özü olmayacaktır. Ve tarihin öğrettiği son gerçeğe göre asalet, her zaman ahlakın çocuğu olarak kalacaktır. Bu tarihi gerçekler, eğitimin sanılandan daha ciddi, önemli hatta hayati bir mesele olduğunu göstermektedir. Ancak bu gerçeklere rağmen Türkiye’nin varlık paradigmasını egemen Batı’nın kalbine prangalaması da tarihsel gerçekliğin hüzünlü yanını oluşturmaktadır. Bu durumun doğal gerekliliği eğitimin, ilk el atılması gereken alan olduğudur.” “Eğitim ile kültürün aynı işlevi görmesi, her ikisinin de önceliğinin ahlak olmasından kaynaklanmaktadır. Ahlak ortadan kaldırıldığında, eğitim de ortadan kalkmış demektir. Çünkü insanlık ahlaktır. Meslekileşen eğitim sistemleri, ahlakı sadece bir ders hâline getirmekle insanı mekanikleştirmekte; o insan da hayatı mekanikleştirmektedir. Bu nedenle eğitim bir ahlak zeminine oturtulmalıdır. Ancak o zaman bir insan yetiştirme sisteminden bahsetmek mümkün olacaktır.”
Bibliyografik Notlar:
Kaynakça vardır.
Yıldız derecelendirmeleri
    Ortalama derecelendirme: 0.0 (0 oy)
Mevcut
Materyal türü Geçerli Kütüphane Yer Numarası Durum İade tarihi Barkod
Kitap Kitap Türkiye Maarif Vakfı Eğitim İhtisas Kütüphanesi Genel Koleksiyon 370.1 AYD.K (Rafa gözat(Aşağıda açılır)) Kullanılabilir 0005028

Arka Kapak: Kültür insana ve topluma düşünme biçimi kazandırır. Eğitimin ana görevlerinden biri bu düşünme biçimini genç kuşaklara aktarmasıdır. Ancak, evrensel düşünme biçiminin küreselleşme çağında yaygınlaşması ve Batılı dünyanın egemenliği nedeniyle toplumların kültürleri ortadan kalkmakta veya en azından bu kültürlerin içi boşaltılmaktadır. Bu nedenle bu çağın eğitiminin hem temel aldığı düşünce biçimi hem de insanlarda hedeflediği düşünme biçimi evrensel olandır. Ancak bu evrensel kavramının “bütün insanlığı ilgilendiren” anlamında değil, Batı düşünme biçiminin tutsağı veya o düşünme biçimine bağlı anlamına geldiğini belirtmek gerekir.”

“Tarih, insanlara değişmez gerçekleri öğretir. Bu nedenle en tarihî eser olan insanın tarihi bize öğretmiştir ki kendi insanına bir düşünme biçimi vermeyen ülkeler, egemen ülkelerin düşünceleriyle biçimleneceklerdir. Eğitimini özgünleştirmeyen toplumlar, özgürleşme sanrısıyla yok olacaklardır. Zaman ilerledikçe hayatın biçimi değişecek ve değişen hiçbir zaman insanın özü olmayacaktır. Ve tarihin öğrettiği son gerçeğe göre asalet, her zaman ahlakın çocuğu olarak kalacaktır. Bu tarihi gerçekler, eğitimin sanılandan daha ciddi, önemli hatta hayati bir mesele olduğunu göstermektedir. Ancak bu gerçeklere rağmen Türkiye’nin varlık paradigmasını egemen Batı’nın kalbine prangalaması da tarihsel gerçekliğin hüzünlü yanını oluşturmaktadır. Bu durumun doğal gerekliliği eğitimin, ilk el atılması gereken alan olduğudur.”

“Eğitim ile kültürün aynı işlevi görmesi, her ikisinin de önceliğinin ahlak olmasından kaynaklanmaktadır. Ahlak ortadan kaldırıldığında, eğitim de ortadan kalkmış demektir.

Çünkü insanlık ahlaktır. Meslekileşen eğitim sistemleri, ahlakı sadece bir ders hâline getirmekle insanı mekanikleştirmekte; o insan da hayatı mekanikleştirmektedir. Bu nedenle eğitim bir ahlak zeminine oturtulmalıdır. Ancak o zaman bir insan yetiştirme sisteminden bahsetmek mümkün olacaktır.”

Kaynakça vardır.