Amazon kapak resmi
Amazon.com'dan alınan resim

Brezilya'da ilk müslümanlar : (cronica de un viaje a Brasil), (Brezilya seyahatnâmesi) / Bağdatlı Abdurrahman Efendi ; çeviren: Antepli Mehmed Şerif ; hazırlayan : N. Ahmet Özalp

Yazar: Katkıda bulunan(lar):Materyal türü: MetinMetinDil: Türkçe Dil: Arapça Dil: İspanyolca Dil: Portekizce Seri kaydı: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları ; 1060 | Halk kitapları ; 242Yayın ayrıntıları:İstanbul : Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 2017. Baskı: 3. BaskıTanım: 238, 143 sayfa ; 24 cmISBN:
  • 9789751962690
Diğer başlık:
  • Brezilya seyahatnâmesi
  • Los primeros musulmanes en Brasil : (cronica de un viaje a Brasil)
  • Os muçulmanos no Brasil : estudo sobre o manuscrito "a diversao do estrangerio em tudo que é incrivel"
  • El müslimun fi el Brazil : deraset mahtuta "müsliyet el-Garib bikal emr-i acayib
Konu(lar): DDC sınıflandırma:
  • 918.1 BAĞ.B 2017
Özet: Metin Türkçe-İspanyolca-Portekizce-Arapça paralelÖzet: Brezilya Seyahatnamesi, bir Osmanlının, varlığından o güne kadar haberdar olunmayan bir dünyayı keşfinin ve bu dünyayı yeniden biçimlendirme çabalarının hikâyesidir. Hikâye, tam yüz kırk yıl önce, iki Osmanlı savaş gemisinin Basra Körfezi’ne giderken fırtınaya yakalanarak Amerika kıtasına, Brezilya sahillerine sürüklenmesiyle başlar. Hikâyenin kahramanı Bağdatlı Abdurrahman Efendi, bu gemilerden birinin imamıdır. Abdurrahman Efendinin görev yaptığı gemi, Rio de Janeiro limanına girince, halkın büyük ilgisini çeker. Kitaplarında “yamyam” oldukları yazılan Osmanlıları görmek için akın akın limana gelen halk arasında Afrika kökenli insanlar da vardır. Bu beklenmedik tanışma, genel bir şaşkınlık uyandırır. Brezilyalılar, Osmanlıların yamyam olmadıklarını örerek şaşırırlar. Osmanlılar, bu uzak ülkede Müslümanların da yaşadıklarını öğrendiklerinden hayrete düşerler. Afrika kökenlilerin şaşkınlıkları ise iki kat fazla olmuştur. Çünkü siyahîlere özel bir din saydıkları İslâm’ın, Osmanlıların da inancı olduğunu görmüşlerdir. Siyahiler, meraklarını gidermek için daha yakından ilgilenirler Osmanlılarla. İlmiye sınıfına özgü giysileriyle dikkat çeken Abdurrahman Efendiye daha da özel bir ilgi gösterirler. Müslüman olarak yaşamalarına izin verilmediğinden Hristiyan gibi görünmek zorunda bırakılan bu insanlar, inançlarını yüzyıllar boyunca gizli biçimde sürdürmüşlerdir. Ancak içinde bulundukları şartlar nedeniyle gerçek İslâm’dan uzaklaşmışlardır. Öyle ki, kendisini bir Müslüman olarak tanıtan Mağribli bir Yahudi, İslâm’ın kurallarını canı istediği gibi değiştirebilmekte ve yine de bu insanları kendisine inandırabilmektedir. İlk görüşmelerinden sonra Abdurrahman Efendinin İslâm konusundaki bilgisini gören siyahîler, ondan, yanlarında kalarak kendilerine İslâm’ı öğretmesini isterler. Abdurrahman Efendi, gemi komutanıyla bir durum değerlendirmesi yaparak bu isteği kabul eder. Gemisinden ayrılarak siyahîlerin arasında yaşamaya başlayan Abdurrahman Efendi, burada yıllarca süren kapsamlı bir tecdit çalışması yürütür.
Yıldız derecelendirmeleri
    Ortalama derecelendirme: 0.0 (0 oy)
Mevcut
Materyal türü Geçerli Kütüphane Yer Numarası Durum İade tarihi Barkod
Kitap Kitap Türkiye Maarif Vakfı Eğitim İhtisas Kütüphanesi Genel Koleksiyon 918.1 BAĞ.B (Rafa gözat(Aşağıda açılır)) Kullanılabilir 0003107

Metin Türkçe-İspanyolca-Portekizce-Arapça paralel

Brezilya Seyahatnamesi, bir Osmanlının, varlığından o güne kadar haberdar olunmayan bir dünyayı keşfinin ve bu dünyayı yeniden biçimlendirme çabalarının hikâyesidir. Hikâye, tam yüz kırk yıl önce, iki Osmanlı savaş gemisinin Basra Körfezi’ne giderken fırtınaya yakalanarak Amerika kıtasına, Brezilya sahillerine sürüklenmesiyle başlar. Hikâyenin kahramanı Bağdatlı Abdurrahman Efendi, bu gemilerden birinin imamıdır. Abdurrahman Efendinin görev yaptığı gemi, Rio de Janeiro limanına girince, halkın büyük ilgisini çeker. Kitaplarında “yamyam” oldukları yazılan Osmanlıları görmek için akın akın limana gelen halk arasında Afrika kökenli insanlar da vardır. Bu beklenmedik tanışma, genel bir şaşkınlık uyandırır. Brezilyalılar, Osmanlıların yamyam olmadıklarını örerek şaşırırlar. Osmanlılar, bu uzak ülkede Müslümanların da yaşadıklarını öğrendiklerinden hayrete düşerler. Afrika kökenlilerin şaşkınlıkları ise iki kat fazla olmuştur. Çünkü siyahîlere özel bir din saydıkları İslâm’ın, Osmanlıların da inancı olduğunu görmüşlerdir. Siyahiler, meraklarını gidermek için daha yakından ilgilenirler Osmanlılarla. İlmiye sınıfına özgü giysileriyle dikkat çeken Abdurrahman Efendiye daha da özel bir ilgi gösterirler. Müslüman olarak yaşamalarına izin verilmediğinden Hristiyan gibi görünmek zorunda bırakılan bu insanlar, inançlarını yüzyıllar boyunca gizli biçimde sürdürmüşlerdir. Ancak içinde bulundukları şartlar nedeniyle gerçek İslâm’dan uzaklaşmışlardır. Öyle ki, kendisini bir Müslüman olarak tanıtan Mağribli bir Yahudi, İslâm’ın kurallarını canı istediği gibi değiştirebilmekte ve yine de bu insanları kendisine inandırabilmektedir. İlk görüşmelerinden sonra Abdurrahman Efendinin İslâm konusundaki bilgisini gören siyahîler, ondan, yanlarında kalarak kendilerine İslâm’ı öğretmesini isterler. Abdurrahman Efendi, gemi komutanıyla bir durum değerlendirmesi yaparak bu isteği kabul eder. Gemisinden ayrılarak siyahîlerin arasında yaşamaya başlayan Abdurrahman Efendi, burada yıllarca süren kapsamlı bir tecdit çalışması yürütür.