Amazon kapak resmi
Amazon.com'dan alınan resim

Kaybolan İstanbul'dan hatıralar / Hikmet Feridun Es.

Yazar: Katkıda bulunan(lar):Materyal türü: MetinMetinDil: Türkçe Yayın ayrıntıları:İstanbul : Ötüken Neşriyat 2010. Tanım: 486 sayfa ; 22 cmISBN:
  • 9789754377965
DDC sınıflandırma:
  • 818.42 ES.K 2010
Özet: İstanbul dünyanın en çok değişen şehri. Hem yalnız semtleri ile değil, tipleri ile eğlence âlemleri ile âdetleri ile yemekleri ve kaybolan bazı ağız tatları ile değişti. Nerede akşamları bir sokak feneri altına ayaklı tablasını kurup gece yarılarına kadar muhallebi satan beyazlar giyinmiş seyyar muhallebici? Nerede: "Naaaaaaaneeeeee suyu!", "Keeeeeekiiik suuuyu!" diye şişeleri meşin ceketinin geniş ceplerinde, sokak sokak dolaşan zat? Ve bir köşe başında yıldırım gibi önümüze çıkıp, sonra asmalı dar bir sokağın loşluğunda bir hayal gibi kayboluveren alev rengi elbiseli, eli fenerli, yangın habercisi, köşklü? O sahici san'atkâr Eyüp oyuncakçısı ne yapıyor? Nerede o usta Beykoz paçacısı? Artık paça pişmiyor mu? Nerede "Gökte melek, yerde bulut! Goy, goy, goy canım!" diye kapı kapı dolaşan goygoycular? Nerede faytonun bir tarafına yaslanıp bıyık bükerek kadınlara işaret eden Kuşdili Don Juan'ı? Hepsi sanki koşa koşa bir masalın içine girip gözlerden kayboldular...
Yıldız derecelendirmeleri
    Ortalama derecelendirme: 0.0 (0 oy)
Mevcut
Materyal türü Geçerli Kütüphane Yer Numarası Durum İade tarihi Barkod
Kitap Kitap Türkiye Maarif Vakfı Eğitim İhtisas Kütüphanesi Genel Koleksiyon 818.42 ES.K Kullanılabilir 0002616

İstanbul dünyanın en çok değişen şehri. Hem yalnız semtleri ile değil, tipleri ile eğlence âlemleri ile âdetleri ile yemekleri ve kaybolan bazı ağız tatları ile değişti. Nerede akşamları bir sokak feneri altına ayaklı tablasını kurup gece yarılarına kadar muhallebi satan beyazlar giyinmiş seyyar muhallebici? Nerede: "Naaaaaaaneeeeee suyu!", "Keeeeeekiiik suuuyu!" diye şişeleri meşin ceketinin geniş ceplerinde, sokak sokak dolaşan zat? Ve bir köşe başında yıldırım gibi önümüze çıkıp, sonra asmalı dar bir sokağın loşluğunda bir hayal gibi kayboluveren alev rengi elbiseli, eli fenerli, yangın habercisi, köşklü? O sahici san'atkâr Eyüp oyuncakçısı ne yapıyor? Nerede o usta Beykoz paçacısı? Artık paça pişmiyor mu? Nerede "Gökte melek, yerde bulut! Goy, goy, goy canım!" diye kapı kapı dolaşan goygoycular? Nerede faytonun bir tarafına yaslanıp bıyık bükerek kadınlara işaret eden Kuşdili Don Juan'ı? Hepsi sanki koşa koşa bir masalın içine girip gözlerden kayboldular...