Vahşetin çağrısı /

London, Jack

Vahşetin çağrısı / Jack London ; çeviren: Levent Cinemre ; editör Rûken Kızıler. - 18. Baskı - İstanbul : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2020. - 108 s. ; 21 cm. - Modern klasikler dizisi 6 .

Jack London
Amerika’nın ikonik romancısı, kısa hikaye yazarı ve aktivist Jack London; en çok 1903 yılında yayımlanan “Vahşetin Çağrısı” ve 1906 tarihli “Beyaz Diş” adlı eserleriyle tanınmaktadır.

Jack London, 12 Ocak 1876’da California eyaletinin San Francisco şehrinde dünyaya geldi. Jack London’ın annesi Flora Wellman’ın ve babası William Henry Chaney’nin evli olup olmadıkları kesin olarak bilinmemektedir. Chaney, Flora’yı terk ettiğinde Flora, John London’la evlendi ve Jack, onun soyadını aldı. Flora’nın ikinci evliliği Jack’e iki üvey kız kardeş getirdi. Kız kardeşlerinin adı Eliza ve Ida’ydı. Aile, Jack London’ın mezun olduğu ilkokulun bulunduğu Oakland’e yerleşene kadar birkaç kez taşındılar. Düşük gelirli bir işçi sınıfı ailesine mensup olan Jack London, ailesinin gelirine katkıda bulunmak için 10 yaşındayken “gazeteci çocukluk” yapmak zorunda kaldı.

Zor bir çevrede yaşam sürmesine ve her gün yaşama tutunmak için savaş vermesine rağmen Jack, asla yılmadı ve geleceği için ümitli bir çocuk olarak yaşamaya devam etti. Okumaya ve yazmaya oldukça düşkündü. Oakland’de bir kütüphaneyi keşfettikten sonra edebiyat dünyasının içinde kaybolmaya başladı. Bu sıralarda Jack London kâh konserve fabrikasında, kâh hint keneviri değirmeninde çalıştı. Pencere silmekten, bekçiliğe kadar çeşitli işlerde geçimini sağlamaya çalıştı. Bu sırada denize açılmayı da öğrenmekten geri kalmayan Jack London, borç parayla ucuz bir şalopa satın aldı ve körfezde istiridye avladı. Ne yazık ki işler iyi gitmedi ve Jack London, yeni geçim kapısı olan küçük yelkenli şalopayı çaldırdı ve dilencilik yapmaya başladı. Jack London’ın bu sıkıntılı günleri, yazarın toplumsal sınıf sistemine ve insan davranışına karşı görüşlerinin oluşmasına neden oldu.

Daha iyi bir hayat yaşama arzusuyla California’ya döndü ve Berkeley’deki California Üniversitesi’ne girdi. Ne yazık ki ekonomik problemler nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı.

Jack London, eğitim yıllarını çalışarak geçiriyordu ve bu arada uzun bir süre yazmayla meşgul olmuştu. 1893 yılında kaleme aldığı Typhoon Off the Coast of Japan (Japonya Kıyısını Vuran Tayfun) adlı öyküyü Sibirya ve Japonya sahillerine açıldığı şalopasında yazmıştı. Bunun ardından Jack London, yazmayı daha ciddiye aldı ve yazar olarak başarılı bir kariyere başlamış oldu. 1896 yılında Sosyalist İşçi Partisi’ne katılan Jack London’ın sosyalist görüşleri 1908 yılında yayımlanan ünlü Demir Ökçe romanında rahatlıkla görülebilir.

Jack London, 1987 yılında Altına Hücum Dönemi’nde Londra’yı terk edip Klondike’ye gitti; fakat orada altın bulamayıp bu da yetmezmiş gibi hastalandı. Zorlu bir kış mevsiminin ardından London, Ateş Yakmak adlı öyküsünü kaleme aldı. Yazıları önemli aylık dergiler olan The Overland’de ve The Atlantic’te yayımlandı. Altına Hücum olayında yaşadığı deneyimleri anlatığı kitaplarla güzel gelir elde etti.

Oldukça zorlu bir hayat geçiren Jack London, yazarlıkla gelir elde eden ender yazarlardandı. Günümüzde Jack London Devlet Tarihi Parkı olarak anılan çiftliğinde 22 Kasım 1916’da hayata gözlerini yumana dek düzinelerce öykü ve kitap yazdı. Vahşetin Çağrısı ya da diğer adı ile Yabanın Çağrısı, Amerikalı gazeteci ve roman yazarı Jack London’ın 1903 yılında yayımlanan, adı Buck olan evcil bir kızak köpeğinin, sahibinden habersiz bir şekilde vahşi doğaya girmesi sonucunda vahşi doğaya uyum sağlaması ve doğada yaşadığı olayları konu edinen, yazarın tüm dünyada en çok okunan ve birçok dile çevrilen romanlarından biridir.

Jack London (12 Ocak 1876, San Francisco - 22 Kasım 1916, Kaliforniya), yazarlık yaşamında elliden fazla kitap yazmış, ticari dergi romanının öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde edebilen ilk Amerikalı yazarlardan biri olan gazeteci ve roman yazarıdır. Vahşetin Çağrısı isimli eseri yazarın adını duyurmasını sağlayan kitabıdır. Günümüzde de yazarın en popüler eserlerinden olan "Vahşetin Çağrısı" 2020 yılında filme uyarlanmıştır. Vahşetin Çağrısı Kitabının Konusu Nedir?
Vahşetin Çağrısı kitabında, Buck adında evcil bir köpeğin doğası gereği içgüdülerine boyun eğerek vahşi yaşama uyum sağlaması ve bu süreçte yaşadıkları konu edilmektedir. Yarı Saint Bernard yarı Alman kurdu büyük ve güçlü bir köpek olan Buck, California’nın Santa Clara Vadisinde varlıklı Yargıç Miller ve ailesinin yanında mutlu bir yaşam sürmektedir. Bu mutlu yaşamı kaçırılması ve para karşılığında satılması sonrasında değişen Buck, birçok zorluk yaşamaktadır. Bir süre sonra bir kızak köpeği olarak eğitilmiş ve Kanada’nın Klondike bölgesinde sürülmüştür. Bir dönem Kanada hükümetinin posta köpekleri arasına da katılan Buck, kendini vahşi bir yaşamın içinde bulmaktadır. Bu vahşi doğada yaşamaya alışan Buck’u atalarının genlerinden gelen bir ses doğaya ve vahşi hayata çağırmaktadır.

Vahşetin Çağrısı kitabından alınan "Ya efendilik edecekti ya kölelik. Merhamet ise sadece güçsüzlük belirtisiydi. İlkel yaşamda, çok çok eskilerdeki atalarının yaşamında merhametin yeri yoktu. Merhamet yanlış anlaşılır korku sanılırdı, böyle bir yanlış anlama ise bu düzende ölüm demekti. Ya öleceksin ya öldüreceksin, yasa buydu." ve "Elinde sopa olan adam, kuralları koyandır, emirleri yerine getirilecek olan efendidir ama ona yaltaklanmak şart değildir. Dayağını yedikten sonra adama yaltaklanma, kuyruksallayan hatta elini yalayan köpekler gören Buck, bu kabahati asla işlemedi ve adama yaltaklanmadı." alıntıları kitabın konusu hakkında fikir vermektedir. Özgün eseradı: The call of the wild Eser Türkçe, İngilizce'den çeviri

9789944887632


Amerikan romanı

828.33 / LON.V 2020